
Ceza adalet sisteminin önemli bir parçası olan denetimli serbestlik hizmetlerinin kamuoyunda bilinirliğini değerlendirmek ve geliştirmek amacıyla, 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde CEP (Avrupa Denetimli Serbestlik Konfederasyonu) Konferansı başladı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinlik, Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Antalya Eğitim ve Sosyal Tesisleri’nde yapılıyor.
Avrupa'daki denetimli serbestlik hizmetlerinin geliştirilmesi ve profesyonelleştirilmesi amacıyla 1981 yılında kurulan CEP, denetimli serbestlik hizmeti sağlayan kuruluşları, çalışanları ve ilgili uzmanları bir araya getirerek bilgi ve tecrübe paylaşımını desteklemektedir. CEP'in temel amacı, suçluların topluma kazandırılmasına yönelik denetimli serbestlik uygulamalarını iyileştirmek, yaygınlaştırmak ve üye ülkeler arasında ortak standartlar oluşturulmasını sağlamaktır. Bu doğrultuda, Avrupa çapında eğitimler, konferanslar, çalıştaylar ve projeler düzenleyerek ceza adaleti sistemi içinde denetimli serbestlik ve alternatif yaptırımların daha etkin kullanımını teşvik etmektedir.
Konferansın açılışında konuşma yapan Adalet Bakan Yardımcısı Niyazi Acar; “Denetimli serbestlik, 2005 yılından beri sistemimize girmiş ve yirmi yıldır başarıyla uygulanıyor. Bakanlığımız bünyesinde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğümüz, bu sistemi büyük bir başarıyla yürütmektedir. Her yıl, Kasım ve Aralık aylarında toplanan Danışma Kurulu aracılığıyla Türkiye genelinde o yıl içerisinde yapılan çalışmalar gözden geçirilmektedir. Bu toplantılarda, 'Daha iyi ne yapabiliriz?' sorusuna odaklanarak ciddi bir tartışma ortamı oluşturulmakta, önemli kararlar alınmakta ve bir yıl boyunca bu kararların hayata geçirilmesine çalışılmaktadır. Ben de önceki görevim nedeniyle bu kurulda yer aldım. Kurulda akademisyenlerimiz, devletimizin ve kamu kurumlarımızın çeşitli temsilcileri ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğümüz bulunmaktadır. Genel Müdürlüğümüz, bu kurulda bir yıl boyunca yapılan çalışmaların hesabını vermekte; önümüzdeki yıl için planladıkları ve yapmayı hedefledikleri çalışmaları meslektaşlarıyla paylaşarak onay almaktadır. Bu tür yapıların sayısı ülkemizde oldukça sınırlıdır. Bu nedenle, Türkiye’de denetimli serbestlik uygulamasında Danışma Kurulunun çok önemli bir görev üstlendiğini özellikle vurgulamak istiyorum.” sözleri ile konuşmasına başladı.
“Yükümlüler Denetimli Serbestlik Sayesinde Tekrar Vatana, Millete ve Memlekete Faydalı Birey Olma Şansı Yakalıyorlar”
Bakan Acar, denetimli serbestlik sisteminin ıslah anlamında yükümlüler için bir şans olduğunu dile getirdi. Konuşmasında; “Denetimli serbestlik tedbiri altındaki yükümlülerimiz, suç işledikten sonra topluma yeniden kazandırılmadan önce önemli bir süreçten geçmektedir. Bazı yükümlülükler daha basit olsa da, bazıları daha kapsamlıdır; bu noktada Genel Müdürümüz de bunları ifade etmiştir. Bu süreci başarıyla tamamlayan, hatta bazı durumlarda kendilerine bir meslek öğretilen denetimli serbestlik yükümlüleri, hayata bir iş sahibi olarak karışma, kendilerini suçtan koruma ve topluma faydalı birey olma konusunda önemli bir fırsat yakalamaktadır. Bu süreci düşünen, planlayan ve hayata geçiren herkese gönülden teşekkür ediyorum.” ifadeleri kullandı.
Bakan Acar, denetimli serbestlik hizmetlerinin kamuoyunda tam ve doğru olarak bilinmediğini ifade etti. Konuşmasını; ” Ceza infaz kurumundan çıktıktan sonra denetimli serbestlik yükümlülerinin, sanki hiçbir yükümlülüğü ve sorumluluğu yokmuş gibi, tahliye tarihine kadar süreci tamamen özgür ve suç işlememiş bir birey gibi geçireceklerine dair yanlış bir inancın öncelikle yıkılması gerekiyor. İkinci olarak, bu kişilerin infaz edilmiş bir cezası olduğunu ve topluma yeniden karışma sürecinde önemli bir eğitim ve denetim aşamasından geçtiğini toplumun bilmesi gerekir. Bu alanda yirmi yıldır önemli bir mesafe kat ettik; ancak halen alınması gereken ciddi bir yol olduğuna inanıyorum. Bu çerçevede, bu toplantının ve buradan çıkacak sonuçların bize büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum. Antalya’yı toplantı yeri olarak seçen değerli CEP Başkanımıza ve Genel Sekreterimize teşekkür ediyorum. Ayrıca, bu toplantının gerçekleşmesine öncülük eden Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürümüzün kıymetli yöneticilerine ve tüm mensuplarına da huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.” sözleri ile noktaladı.
Açılışta, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Enis Yavuz Yıldırım da konuşma yaptı. Konuşmasına; “Değerli katılımcılar, bugünkü toplantımızın ana teması kamuoyunda bilinirlik. Kamuoyunun algısı konusu, denetimli serbestlik alanının en önemli konularından birisidir. Şüphesiz sadece ülkemizde değil, denetimli serbestlik sisteminin modern anlamda kullanıldığı tüm ülkelerde kamuoyunun algısı ve bilinirliği, denetimli serbestlik sisteminin tanınırlığı sistemlerin gelişimi ve kabul edilebilirliği açısından, infaz sistemi içerisinde denetimli serbestliğe açılan alan açısından son derece önem taşımaktadır.” sözleri ile başladı.
“Bizim İçin 20. Yıl Sembolik Bir Dönüm Noktası”
Genel Müdür Yıldırım, denetimli serbestlik hizmetlerinin ülkemizde yirmi yılda infazın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini ve kamuoyunun bu hizmeti bir cezasızlık olarak nitelendirdiğini belirterek; “Kamuoyunun, ülkemizde de olduğu gibi, denetimli serbestliği bir tür cezasızlık olarak algılaması; denetimli serbestlik sistemine yönelik tüm gelişmelerin ve çalışmaların önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. İşte bu ortak sorun, ülkelerimizin ve farklı uygulamaların da paylaştığı bir mesele olarak, burada iki gün boyunca çeşitli ülke deneyimleri ve uzman katılımcılarımızın görüşleriyle her yönüyle ele alınacak ve tartışılacaktır. Bu konunun değerlendirilmesini son derece kıymetli buluyorum. Ülkemizde 2005 yılında yürürlüğe giren denetimli serbestlik sistemi, bu yıl 20. yılını geride bırakıyor. Bizim için bu 20. yıl, sembolik bir dönüm noktasıdır. Ancak biliyoruz ki, kurumların yaşamında yirmi yıl uzun bir süre sayılmaz. Avrupa’da ve diğer hukuk sistemlerinde yüz, hatta yüz elli yıllık bir geçmişe sahip olan denetimli serbestlik uygulamasını; ülkemizde yirmi yıl içinde infaz sisteminin ayrılmaz bir parçası haline getirmek ve bu sistemi önemine uygun bir şekilde güçlendirmek için büyük çaba harcadık. Bu noktada sisteme katkı sunmak için var gücümüzle çalıştık.” dedi.
Yıldırım konuşması; “Yirmi yıllık deneyimimizin sonucunda halen ülkemizde 149 denetimli serbestlik müdürlüğümüzde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Yine 6 binin üzerinde personelimiz denetimli serbestlik alanında çeşitli görevler yapmakta. Yaklaşık yıllık 450 bin yükümlüye cezanın infazı içerisinde iyileştirme faaliyetleri uyguluyoruz. Bugüne kadar yirmi yıllık süreçte 8.5 milyon karar denetimli serbestlik çatısı altında infaz edildi. 3.5 milyon iyileştirme faaliyeti hayata geçirildi. Bu yirmi yıl içerisinde yaklaşık 1.5 milyon yükümlü kamuya yararlı bir işte denetimli serbestlik çatısı altında çalıştı. Yine, 2013 yılında denetimli serbestliğe bağlı olarak hayata geçirdiğimiz elektronik izleme sistemimizle bugüne kadar 71 bin kişiyi teknik olarak takip etmiş olduk. Bu rakamlar sayısal başarıların dışında her geçen gün içeriği daha da doldurmuş iyileştirme faaliyetleriyle anlamlı hale gelmektedir.” sözlerine ile devam etti.
“Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Olarak Bu Yılı ‘Denetimli Serbestlik Yılı’ İlan Ettik”
Genel Müdür Yıldırım; “Bu yıl, denetimli serbestlik alanında bizim için çok özel bir yıl. Az önce de ifade ettiğim gibi, denetimli serbestlik sisteminin ülkemizde mevzuat düzeyinde kabul edilişinin 20. yılını kutluyoruz. Aynı zamanda, ülkemizin denetimli serbestlik sisteminin uluslararası kuruluşu olan Avrupa Denetimli Serbestlik Konfederasyonu üyeliğinin de 10. yılına ulaşmış bulunuyoruz. Dolayısıyla bu iki önemli yıl dönümünü birlikte yaşıyor ve bu yılı sembolik bir dönüm noktası olarak değerlendiriyoruz. Yılın başında, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü olarak bu yılı ‘Denetimli Serbestlik Yılı’ ilan ettik. Bu kapsamda; bölgesel toplantılar düzenleyerek, akademisyenlerle ve üniversitelerle iş birliği yaparak denetimli serbestliği halkımız ve kamuoyu ile buluşturmaya çalıştık. Ayrıca, radyo ve televizyon gibi görsel medya araçlarını kullanarak röportajlar, sohbetler ve söyleşilerle bilgilendirme faaliyetlerimizi güçlendirdik. Avrupa Denetimli Serbestlik Konfederasyonu ile on yıllık üyeliğimiz süresince bu platformu her geçen gün daha etkili kullanma gayreti içinde olduk. CEP, bizlere bilgi birikimlerimizi paylaşabileceğimiz, birbirimizden öğrenebileceğimiz ve deneyimlerimizi aktarabileceğimiz güçlü bir zemin sunmuştur. Bu platformu son derece önemsediğimizi bir kez daha ifade etmek isterim.” sözleri ile konuşmasını noktaladı.
Konferans açılışına; Adalet Bakan Yardımcısı Niyazi Acar, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürü Turan Kuloğlu, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcıları Banu Demirci Altay ile Fatih Güngör, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanları Neşe Tok Toptaş, Dr. Hüseyin Şık, Gökhan Köseoğlu, Evren Akbey, Fatih Serkan Günaydın ile Armağan Buran, Kontrolörler Kurulu Başkanı Çağdaş Yurt, Antalya Bölge Adliyesi Cumhuriyet Başsavcısı Rıza Can, Antalya Bölge Adliyesi Başkanı Orhan Özdemir, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Yakup Ali Kahveci, Antalya Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Hayati Karaaslan, Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Adnan Tabar, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Tetkik Hâkimleri Canan Karaaslan, Emrah Onur Öztürk ile Lütfü Yeğin, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden Doç. Dr. Hakan A. Yavuz ile alanında uzman akademisyenler ve sosyal toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
CEP üye ülkeleri katılımcıları ise; CEP Başkanı Annie Devos, Cep Genel Sekreteri Jana Špero Kamenjarin, Norveç Islah Servisi Ingunn Seim, Slovenya Denetimli Serbestlik Yönetimi Dr. Danijela Mrhar Prelic, Fransa Adalet Bakanlığı’ndan Daniel Danglades, Çekya Adalet Bakanlığı Dr. Andrea Matouskova, Almanya Schleswig-Holstein Adalet Bakanlığı Joachim Tein, İrlanda Denetimli Serbestlik Hizmetleri Gerry McNally, Azerbaycan Denetimli Serbestlik Hizmeti Başkanı Vüqar Agayev, İskoçya Glasgow Üniversitesinden Prof. Dr. Fergus McNeill katıldı.