Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, Kanal Fırat Televizyonu’nda yayınlanan "Gündem" programına katılarak, ceza infaz kurumları, denetimli serbestlik sistemi ve kurumsal projeler üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Kanal Fırat Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık’ın soruları eşliğinde gerçekleşen programda, Yıldırım’ın gündeme dair vurguları ve gelecekteki projelere dair açıklamaları dikkat çekti.
Denetimli Serbestlikte 20. Yıl: Bir Başarı Hikâyesi
Yıldırım, denetimli serbestlik sisteminin 20. yılına özel vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı: “Denetimli serbestlik, suçluların topluma yeniden kazandırılmasında yalnızca bir araç değil, aynı zamanda adalet sistemimizin insan odaklı yaklaşımının bir sembolü haline gelmiştir. Bu sistem, bireyleri yeniden topluma kazandırırken toplum güvenliğini de sağlamayı başaran bir denge unsurudur. Bugün geldiğimiz noktada, denetimli serbestlikte ulaşılan başarı, ekip çalışmasının ve kararlılığın en güçlü göstergelerinden biridir. Bu süreçte emeği geçen herkese, özellikle reformlarımızı kararlılıkla destekleyen Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç’a şükranlarımı sunuyorum. Toplumumuzun bu sistemi daha iyi anlaması ve sahiplenmesi, hepimizin ortak hedefidir.”
Ceza İnfaz Kurumlarında Modernizasyon ve Eğitim Atılımları
Yıldırım, ceza infaz kurumlarının modernizasyonuna ilişkin yürütülen çalışmalar hakkında bilgi vererek, bu alanın sürekli gelişime açık olduğunun altını çizdi. Yıldırım, “Ceza infaz kurumlarımızda yalnızca fiziksel altyapıyı yenilemekle yetinmiyoruz; aynı zamanda hükümlülerin rehabilitasyonu ve yeniden topluma kazandırılmaları için yenilikçi programlar geliştiriyoruz. Modernize edilen ceza infaz kurumları, hem hükümlüler hem de personel için daha güvenli, insan onuruna saygılı ve etkili bir çalışma ortamı sunuyor. Bu çabalarımız, adalet sistemimizin çağdaş ve insancıl bir yapıya kavuşmasına büyük katkı sağlıyor.” ifadelerini kullandı.
Kurumsal işleyişin verimliliğinde personelin rolüne de vurgu yapan Yıldırım, eğitimin bu sürecin en temel unsuru olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Personelimizin kriz yönetimi, iletişim becerileri, sosyal medya okuryazarlığı ve mesleki gelişimlerini artıracak daha pek çok alanda sürekli eğitim almasını sağlıyoruz. Bu eğitimler sayesinde hem kurumsal işleyişimiz daha hızlı ve etkin hale geliyor hem de personelimizin motivasyonu ve mesleki yeterliliği artıyor. Böylece ceza infaz kurumları, yalnızca bir denetim merkezi değil, aynı zamanda öğrenen ve gelişen bir sistem olarak ön plana çıkıyor.”
Personelin Gayretine Özel Vurgu
Ceza infaz kurumlarındaki personelin özverili çalışmalarına değinen Yıldırım, görevlerini zor şartlarda büyük bir vatanseverlikle yerine getirdiklerini ifade etti. “İnfaz ve koruma memurundan psikoloğa, sosyal çalışmacıdan şoföre kadar tüm personelimiz, çok zorlu bir zeminde kahramanca görev yapıyor. Bu özveriyi, ancak ülkeye olan sadakatinizle gösterebilirsiniz.” diyen Yıldırım, personele teşekkürlerini ileterek, onların gayretleri sayesinde uluslararası ödüller kazanıldığını ve kurumların insani hassasiyetle hareket ettiğini vurguladı. Yıldırım, ceza infaz kurumlarında kötü muameleye izin verilmemesinde personelin duruşunun belirleyici olduğunu da belirtti.
Personelin bireysel gelişimi kadar ekip çalışmasının önemine de dikkat çeken Yıldırım, "Ekip olarak hareket edebilmek, kurum içindeki başarının en büyük anahtarıdır. Bu anlayışı destekleyen her adımı teşvik ediyoruz." dedi.
Ceza İnfaz Kurumlarında Dijital Dönüşüm
Teknolojik gelişmelerin ceza infaz kurumlarına entegrasyonu konusunda önemli adımlar atıldığını belirten Yıldırım, dijital dönüşümün kurumsal işleyişe sağladığı katkılara değindi. "Akıllı Teknolojilerin ve Cihazların Entegrasyonu Projesi (ACEP) kapsamında, görüntülü iletişim cihazları koğuşlara yerleştirildi. Bu cihazlarla hükümlü ve tutuklular, belirlenmiş saatlerde aileleriyle görüntülü görüşme imkânı buluyor. Eskiden haftada 10 dakika olan görüşme süresi, haftada 30 dakikaya çıkarıldı; ziyaretçisi gelmeyen hükümlüler için ise ek süreler tanındı. Bu, aile bütünlüğünü koruyan ve insani yönü güçlü bir uygulama." dedi.
Yıldırım, elektronik takip sistemlerinin geliştirilmesiyle kamu güvenliğini daha etkin korumayı hedeflediklerini ifade etti. "Mevcut elektronik kelepçe uygulamalarına ek olarak, cep telefonu tabanlı yeni bir takip sistemi üzerinde çalışıyoruz. Denetimli serbestlik kapsamındaki hükümlülerin daha etkili bir şekilde izlenmesini sağlayacak bu sistemle güvenlik önlemlerimizi artırıyoruz." açıklamasında bulundu.
Elazığ’da Çocuk Eğitimevi: Geleceğe Yatırım
Programda Elazığ’da inşa edilecek yeni Çocuk Eğitimevi projesine de değinen Yıldırım; “Elazığ’daki eski prefabrik yapıdaki ıslah evi artık tarih oldu. Yerine, Harput mimarisini yansıtan modern bir eğitimevi inşa ediyoruz. Bu proje, sadece çocukların barınmasını değil, onların meslek edinmelerini ve topluma güçlü bireyler olarak kazandırılmalarını sağlayacak. Fırıncılık ve pastacılık gibi meslek edindirme atölyeleri ile geniş eğitim alanları yer alacak. Ayrıca çevre dostu bir tasarımla 6 dönümlük alanı yeşil alan olarak Elazığ halkının kullanımına sunacağız” ifadelerini kullandı.
Projeye tahsis edilen arsanın, Elazığlı Merhum Mehmet Salim Hazardağlı tarafından bağışlandığını hatırlatan Yıldırım, “Bu bağış, çocuklarımıza bir umut kapısı açmak için anlamlı bir şekilde değerlendirilecek. Projemiz yalnızca fiziksel bir yapı değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm hamlesi olacak” dedi.
Fırat Üniversitesi ile İş birliği
Fırat Üniversitesi ile yapılacak iş birliği protokolü, programın önemli gündem maddelerinden biri oldu. Bu protokolün, ceza infaz kurumları personelinin akademik ve mesleki gelişimlerini destekleyeceğini vurgulayan Yıldırım, “Üniversiteyle yapılan bu tür iş birlikleri, sadece kurumlarımızın iç işleyişini düzenlemekle kalmayacak, aynı zamanda topluma sunduğumuz hizmetlerin kalitesini de önemli ölçüde artıracaktır. Akademik destekle güçlenen personelimiz, daha bilinçli ve etkin bir şekilde görev yaparak, adalet sisteminin gücüne güç katacaktır.” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, bu iş birliğinin aynı zamanda üniversite öğrencilerinin gönüllü projelere katılımını teşvik edeceğini belirterek, gençlerin bu tür sosyal projelerde yer almasının toplum açısından taşıdığı öneme değindi. Yıldırım, “Gençlerimizin bu projelere dâhil olması, sadece onların kişisel gelişimlerine değil, toplumsal farkındalık ve dayanışma kültürünün yaygınlaşmasına da katkı sağlar. Üniversite öğrencilerinin ceza infaz kurumlarına yönelik projelerde gönüllü çalışmaları, toplumun her kesiminde duyarlılık oluşturma çabalarımıza büyük bir destek olacaktır.” dedi.
2025 Hedefleri
2024 yılının tüm zorluklarına rağmen geleceğe umutla baktıklarını ifade eden Yıldırım; “2025, yalnızca kurumlarımız için değil, toplumumuz için de yeni fırsatların kapısını aralayacak bir yıl olacak. Ceza infaz kurumlarımızda modernizasyon çalışmalarını hızlandırarak daha çağdaş bir yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte, personelimizin eğitim faaliyetlerini artırarak hem bireysel hem de kurumsal yetkinlikleri geliştirmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca, sosyal uyum projeleriyle hükümlülerin topluma yeniden kazandırılmasında daha etkin bir rol oynamak için çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Daha güçlü, daha yenilikçi ve daha insancıl bir sistem inşa etmekte kararlıyız.” sözleriyle 2025 yılı için hedeflerini dile getirdi.