Bakan Tunç, Türk Denetimli Serbestlik Sistemi'nin 20 Yıllık Panoraması: 20. Yıla Bütüncül Bakış Sempozyumu’na Katıldı
19 Aralık 2025

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde gerçekleştirilen Türk Denetimli Serbestlik Sistemi'nin 20 Yıllık Panoraması: 20. Yıla Bütüncül Bakış Sempozyumu’na katıldı.

Sempozyumda, Türk Denetimli Serbestlik Sisteminin 20 yıllık kurumsal birikimi kapsamlı bir biçimde ele alındı; yıl boyunca yürütülen değerlendirme ve istişare çalışmalarının sonuçları doğrultusunda mevcut uygulamalar gözden geçirildi ve iyi örnekler paylaşıldı. Sistemin gelecek perspektifine ilişkin başlıklar farklı disiplinlerden uzmanların katkılarıyla tartışıldı ve kurumsal kapasitenin güçlendirilmesine yönelik öneriler ortaya konuldu.

Açılışta konuşma yapan Bakan Tunç sözlerine; “2005 yılında ceza adaleti sistemimize kazandırdığımız denetimli serbestlik hizmetlerinde 20 yılı geride bırakmış bulunuyoruz. Bu vesileyle, 20 yıllık birikimimizi gerçekleştirdiğimiz etkinlikler kapsamında değerlendirdik. Geçen süre içerisinde denetimli serbestlik uygulamalarına ilişkin olarak uygulamadan mevzuatın gelişimine kadar elde ettiğimiz tüm kazanımları ve birikimleri ele alma gayreti içerisinde olduk. Bu çerçevede, ülkemizin farklı bölgelerinde ve illerinde çeşitli sempozyumlar düzenlendi.” ifadeleri ile başladı.

Bakan Tunç, sempozyumda "caydırıcılık, suçun önlenmesi, toplumsal onarım ve bireylerin yeniden kazanılması" başlıklarını insan, toplum ve sorumluluk ekseninde ele alacaklarını belirterek, ceza adaletinde yeni bir yaklaşım ve dil arayışını, denetimli serbestliğin disiplinler arası yapısını, gönüllülük ve toplumsal katılımı, infaz ve rehabilitasyon sürecindeki stratejik rolünü bilimsel birikim ve saha tecrübesiyle birlikte değerlendireceklerini söyledi.

Denetimli Serbestlik İnsanı Merkezine Alan Bir İnfaz Sistemidir

Ceza adaletinin amacını tam anlamıyla gerçekleştirebilmek için infaz sisteminin etkin olması ve bu amaca uygun çalışmaların gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Bakan Tunç şöyle konuştu; "Ceza infaz kurumlarımız, bugün çağdaş ceza adaleti anlayışı doğrultusunda bireyin topluma kazandırılmasına yönelik iyileştirme, üretim ve dönüşüm işlevlerini de üstlenen çok yönlü bir yapıya kavuşmuştur. Islahı ve kişilerin yeniden topluma kazandırılmasını esas alan adalet anlayışımızın sahadaki en somut karşılığı, denetimli serbestlik sistemidir. Denetimli serbestlik, teknik bir infaz modeli olmanın ötesinde insanı merkeze alan, sorumluluğu önceleyen ve değişimi mümkün gören bir adalet felsefesinin canlı tezahürüdür.

Bizler, cezayı tek başına bir amaç olarak görmeyen, hatadan dönüşe alan açan, bireyin topluma yeniden katılımını önceleyen bir hukuk anlayışının ve medeniyetin temsilcileriyiz. Denetimli serbestlik de bu kapsamda suçla yüzleşmiş bireyin toplumdan koparılmadan toplumla yeniden temas kurarak ilerlemesini sağlayan bir geçiş alanıdır. Bu sistem, kopmuş bağları onaran, yıpranmış umutları yeniden yeşerten ve yönünü kaybetmiş kişilere yeni bir istikamet sunan kapsamlı bir sosyal iyileşme aracıdır."

Adalet Tasavvurumuz Vicdan İkliminde Şekillenmektedir

Denetimli serbestlik sistemi sayesinde bireylerin yeniden üreten, çalışan ve sorumluluk üstlenen fertler haline dönüştüğünü dile getiren Bakan Tunç, hükümlülerin denetimli serbestlik faaliyetleri kapsamında park, bahçe ve mezarlık bakımı, ağaç dikimi ve yeşil alanların düzenlenmesi, yaşlı bakım hizmetleri ve kamu binalarının bakımı gibi alanlarda görev aldığını söyledi.

Hükümlülerin topluma uyum sağlayabilmesi için ceza infaz kurumlarında çağdaş uygulamaları hayata geçirdiklerini aktaran Bakan Tunç, Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumunun ceza infaz kurumlarını adeta üretim merkezi haline getirdiğini, hükümlülerin 200'den fazla iş kolu, 4 binden fazla atölye ve fabrikada mobilyadan tekstile, gıdadan tarım ve hayvancılığa varıncaya kadar çok sayıda üretim faaliyetine katıldığını belirtti.

Bakan Tunç, "Bizim adalet tasavvurumuz; insanı ötekileştirmeyen, onu hatasıyla baş başa bırakmayan ve yeniden toplumsal hayata dahil etmeyi hedefleyen bir vicdan ikliminde şekillenmektedir. Bu anlayışın sahadaki en belirgin karşılıklarından biri olan denetimli serbestlik sistemi toplumsal huzurun, üretken bir toplum idealinin ve ortak sorumluluk bilincimizin kurumsal ifadesidir." değerlendirmesinde bulundu.

Açılışta, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım da bir konuşma yaptı. Genel Müdür Yıldırım konuşmasında; “Bu buluşma, sistemimizin kat ettiği mesafeyi değerlendirmek ve gelecekteki hizmetlerimizi de daha etkili hale getirmek adına önemli bir platform oluşturacaktır. Denetimli serbestlik sistemi, 2005 yılında ceza adalet sistemimize kazandırılarak cezanın yalnızca infaz edilmesiyle sınırlı kalmayan, aynı zamanda bireyin topluma yeniden kazandırılmasını önceleyen modern bir anlayışı beraberinde getirmiştir. Bu sistem, klasik infaz yöntemlerinin ötesine geçerek; yükümlülerin toplum içerisinde denetim altında hayatlarını sürdürebilmelerine, toplumsal sorumluluk geliştirmelerine ve yeniden suç işlemelerinin önlenmesine yönelik yenilikçi uygulamalarıyla dikkat çekmektedir.” sözleri ile başladı.

Denetimli Serbestlik Onarıcı Adaletin Sahadaki En Somut Uygulayıcısıdır

Bugün geldiğimiz noktada denetimli serbestliğin, suçla etkin mücadelede tamamlayıcı bir mekanizma olmanın da ötesine geçerek onarıcı adaletin sahadaki en somut uygulayıcısı haline geldiğini vurgulayan Genel Müdür Yıldırım, sistemin temel amacının suç işlemiş bireylerin yeniden topluma uyum sağlaması olduğunu ifade etti.

Denetimli serbestliğin hiçbir şekilde cezadan muafiyet anlamı taşımadığını belirten Yıldırım, aksine yargı mercileri tarafından verilen tedbir ve cezaların toplum içerisinde infaz edilmesini ifade ettiğini dile getirdi. Bu yönüyle sistemin hem toplumsal güvenliğe katkı sunduğunu hem de bireyin sorumluluk bilinciyle yeniden toplumsal hayata kazandırılmasını hedeflediğini kaydetti.

Genel Müdür Yıldırım denetimli serbestliğin; adalet anlayışının insanı dışlamayan, hatasıyla baş başa bırakmayan ve yeniden kazanımı esas alan yönünü en görünür şekilde ortaya koyduğunu belirterek, sistemin toplumsal huzuru, ortak sorumluluk bilincini ve onarıcı adalet yaklaşımını kurumsal bir yapıda somutlaştırdığını ifade etti.

Sistemimiz Uluslararası Arenada Örnek Alınan Bir Modele Dönüşmektedir

Denetimli serbestlik sistemimizin, Sayın Bakanımızın güçlü vizyonu ve liderliği sayesinde yalnızca ulusal düzeyde değil, uluslararası arenada da her geçen gün daha fazla örnek alınan bir modele dönüştüğünü ifade eden Genel Müdür Yıldırım, Avrupa Denetimli Serbestlik Konfederasyonu (CEP) ile ilişkilerin de bu doğrultuda güçlendirilerek sürdürüldüğünü belirtti.

Yıldırım, denetimli serbestlik sisteminin 20. yılı vesilesiyle ülke genelinde beş bölge toplantısı gerçekleştirildiğini, İzmir, Elazığ, İstanbul, Samsun ve Ankara’da düzenlenen bu toplantıların sistemin farklı boyutlarıyla ele alınması açısından büyük önem taşıdığını kaydetti. Ayrıca Antalya’da uluslararası katılımla gerçekleştirilen programların, bölgesel toplantıların ötesinde önemli bir etkileşim ve deneyim paylaşımı zemini oluşturduğunu ifade etti.

Genel Müdür Yıldırım, 5–7 Mayıs 2025 tarihlerinde Antalya’da yapılan CEP toplantısının, Türkiye’nin denetimli serbestlik alanındaki birikimini uluslararası paydaşlarla buluşturduğunu; farklı ülkelerin tecrübelerinin de sistemimize değerli katkılar sunduğunu dile getirdi. Bunun yanı sıra, 1–3 Aralık 2025 tarihlerinde yine Antalya’da düzenlenen uluslararası kongreyle, denetimli serbestlik sistemimizin 20 yıllık birikiminin akademik ve profesyonel boyutlarıyla kapsamlı bir biçimde ele alınmış olduğunu aktardı.

Genel Müdür Yıldırım konuşmasını;” 20 yılımız, geçmişin deneyimlerini geleceğin misyonuyla buluşturma zamanıdır. Bu süreçte ortaya koyacağımız proje fikirleri ve yenilikçi çalışmalar, sistemimizin daha da güçlenmesine katkı sağlayacaktır. Bakanlığımız ve ilgili tüm paydaşlarımızla birlikte yükümlülerin sorunlarını sadece hukuki değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve psikolojik boyutlarıyla ele alan bütüncül bir yaklaşımla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz ki her hükümlüye sunulan bu ikinci şans, sadece onun değil, toplumun da geleceğine yapılan bir yatırımdır. Bu vesileyle Sayın Bakanımıza buraya katılımları ve verdikleri katkılar için, liderlikleri için şükranlarımızı arz ederken buraya katılan değerli katılımcılara, bu toplantıya katkı veren kıymetli akademisyenlere ve çok değerli çalışma arkadaşlarıma teşekkürlerimi ifade ediyorum. Sempozyumun verimli geçmesini temenni ediyor, hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.” sözleri ile noktaladı.

Sempozyum açılış programı sonrası oturumlar ile devam etti. İlk oturumunda, denetimli serbestlik sistemine ilişkin çok boyutlu yaklaşımlar ele alındı.  Hacı Bayram Veli Üniversitesinden Prof. Dr. Cumhur Şahin moderatörlüğünde yürütülen oturumda; kurumsal yapıların iletişim ve koordinasyon süreçlerinden yasadışı madde analizlerine, denetimli serbestlikteki değerlendirme yöntemlerinden uygulamadaki disiplinler arası işleyişe kadar geniş bir çerçeve tartışıldı. Alanında uzman akademisyen ve koordinatörlerin katkılarıyla, mevcut uygulamaların bilimsel temelleri değerlendirildi ve sistemin geliştirilmesine yönelik öneriler paylaşıldı.

İkinci oturumda, denetimli serbestlik sisteminde gönüllü çalışanların ve eski hükümlülerin sürece katkıları ele alındı. Yargıtay Üyesi Osman Atalay’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda, gönüllü çalışanların sahadaki deneyimleri aktarılırken, eski hükümlülerin yeniden topluma kazandırılmalarına ilişkin iyi uygulama örnekleri değerlendirildi. Katılımcılar, toplumsal uyumun güçlendirilmesine yönelik çalışmaların önemini vurgularken, gönüllülük mekanizmasının sistem içindeki rolü üzerinde durdu.


Günün üçüncü ve son oturumunda ise; denetimli serbestliğin infaz ve iyileştirme eksenindeki konumu ele alındı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Fatih Güngör’ün moderatörlüğünde yürütülen oturumda; mevzuat çerçevesi, uygulamadaki sorun alanları, yeni yaklaşım modelleri ve kurumsal işleyişe dair başlıklar değerlendirildi. Akademisyenler ve uygulayıcı uzmanların katkılarıyla, denetimli serbestlik sürecinin iyileştirici yönünün güçlendirilmesine yönelik politikalar tartışıldı; infaz sistemi ile sosyal destek mekanizmalarının birlikte çalışmasını sağlayacak yeni perspektifler ortaya koyuldu.

Sempozyuma; Adalet Bakan Yardımcıları Ramazan Can, Hurşit Yıldırım, Mehmet Yılmaz ile Niyazi Acar, HSK Başkanvekili Fuzuli Aydoğdu, HSK 1. Daire Başkanı Turan Kuloğlu, HSK Teftiş Kurulu Başkanı Osman Nuri Yiğit, HSK Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Müjgan Karyağdı, Yargıtay Üyeleri Osman Atalay ile Yılmaz Çiftçi, Bakanlık birim amirleri, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yöneticileri ile akademisyenler katıldı.

Fotoğraflar