
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından denetimli serbestlik uygulamalarının 20. yılı kapsamında düzenlenen bölge toplantılar kapsamında, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde ceza hukukçuları ile akademisyenler denetimli serbestliğin 20 yılını ve geleceğini değerlendirdi.
Toplantıya katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, denetimli serbestlik sisteminin gelişimini gözden geçirerek geleceğe yönelik adımları planlayacaklarını ve daha güçlü bir sistem inşa etmek için yol haritası oluşturacaklarını söyledi. Adaletin amacının insan onurunu, haklarını korumak olduğunu vurgulayan Bakan Yılmaz Tunç, toplumsal barışın teminatının da adalet olduğunun altını çizdi.
“Denetimli Serbestlik, Yalnızca Bir İnfaz Şekli Değil”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ıslah ve kişileri topluma yeniden kazandırma anlayışının sahadaki en önemli yansımalarından birinin denetimli serbestlik sistemi olduğuna işaret ederek; “Denetimli serbestlik, yalnızca bir infaz şekli değil, aynı zamanda insanı merkeze alan bir adalet felsefesinin yaşayan yüzü. Çünkü adaletin değeri, yalnızca verilen cezanın ağırlığıyla değil, o cezanın ne ölçüde hak ve insan onuruna uygun şekilde uygulanabildiğiyle ortaya çıkar.” diye konuştu.
Adaleti yalnızca cezalandırma olarak değil, hatadan dönmeyi mümkün kılan, kişileri topluma yeniden kazandırmayı hedefleyen bir anlayışın mensupları olduklarını dile getiren Bakan Tunç, şöyle devam etti; "Denetimli serbestlik, suçla yüzleşmiş kişilerin toplumla yeniden buluşmasını mümkün kılan bir köprüdür. Kopmuş bağları onaran, kırılmış umutları yeşerten ve kaybolmuş yönleri yeniden ortaya çıkaran bir toplumsal rehabilitasyon hamlesidir. Her kişiyi bir potansiyel olarak gören, her hatayı arınma fırsatı sayan yüksek adalet tasavvurunun tezahürüdür. Denetimli serbestlik sistemi, suç işleyen her bireyi mutlak kötülüğün temsilcisi olarak damgalamaz. Aksine, onun içinde hala bir insan, hala bir umut ve hala bir değişim ihtimali gören kapsamlı bir yaklaşımı temsil eder. Bu sistem, suça karışmış bireyi toplumsal dışlanmanın girdabına bırakmak yerine, yeniden kazanım zemini sunar.” dedi.
“Denetimli Serbestlik Cezasızlık Değil, Aksine Toplumla Uyumu Sağlayan Bir İnfaz Yöntemi”
Bakan Yılmaz Tunç, denetimli serbestliğin “cezasızlık” değil, aksine kişinin toplumla uyum içinde yaşamaya devam etmesini amaçlayan etkin bir infaz yöntemi olduğunu belirterek, şunları kaydetti; “20 yılda 5,6 milyon yükümlüye dokunan bu sistemin etkinliğini yalnızca rakamlarla değil, umuda kavuşmuş hayatlarla, onarılan aile bağlarıyla ve topluma yeniden kazandırılan bireylerle ölçüyoruz. Denetimli serbestlik sistemiyle 2005'ten bugüne kadar 8 milyon 464 bin karar infaz edilmiş, 3 milyon 628 bin iyileştirme faaliyeti yürütülmüş, 1 milyon 478 bin bağımlılıkla mücadeleye yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiş, 1 milyon 449 bin yükümlü kamuya yararlı işlerde görevlendirilmiş, 74 bin yükümlüye ayni ve nakdi yardım sağlanmış, 71 bin yükümlü elektronik izleme sistemiyle takip edilmiş, çevreci faaliyetlerle 2 milyon 400 bin fidan toprakla buluşmuş.” dedi.
Toplantıda, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Enis Yavuz Yıldırım da konuşma yaptı. Konuşmasına; “Denetimli serbestliğin, hem mevzuatımıza hem de uygulamaya girişinin yirminci yılı münasebetiyle, ülke genelinde çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Sayın Bakanımızın talimatlarıyla bu yılı, infaz alanında 'Denetimli Serbestlik Yılı' olarak değerlendiriyoruz. Yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz etkinliklerle, denetimli serbestliğin daha da güçlendirilmesini ve kamuoyunda bilinirliğinin artırılmasını amaçlıyoruz. Bu kapsamda yürüttüğümüz çalışmaların dördüncüsünü, bugün Ankara’da çok kıymetli akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştiriyoruz. Sayın Bakanımızın teşrifleriyle akademik camiamızla bir araya gelmek, bizler için son derece kıymetli. Bu vesileyle, hepinize toplantımıza hoş geldiniz diyor, katılımlarınız için teşekkür ediyorum.” sözleri ile başladı.
“Gönüllülük Konusuna Bu Sene Özel Bir Önem Veriyoruz”
Genel Müdür Yıldırım, denetimli serbestlik hizmetlerinin yürütülmesinde gönüllülük müessesinin önemine değindi. Konuşmasında; “Denetimli serbestlik, her geçen gün daha da güçlenen bir sistem olarak infaz sistemimizin en önemli destek ayaklarından biri haline geldi. Özellikle Batılı uygulamalara baktığımızda, gönüllülüğün bu sistemin içinde çok önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Gönüllülük, denetimli serbestliği tamamlayan, destekleyen bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Sayın Bakanım, biz de bu yıl, sistemimizin eksik kalan yönlerinden biri olan gönüllülük konusuna özel bir önem veriyoruz. Batı’daki örneklerde, sivil toplum kuruluşlarının iyileştirme süreçlerinde çok aktif rol aldığını görüyoruz. Biz de kendi sistemimizde, gönüllülüğü daha kurumsal bir yapıyla entegre etmeye, bu yapıyı daha işlevsel hale getirmeye çalışıyoruz. Bu yıl vesilesiyle, denetimli serbestlik müdürlüklerimizde yükümlülerin hayata hazırlanmasına yönelik çok yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Bu süreçte, gönüllü katkılarla çok değerli destekler aldığımızı da özellikle ifade etmek isterim.” ifadelerini kullandı.
Yıldırım konuşmasını; “Denetimli serbestliğin en önemli fonksiyonlarından biri, son zamanlarda ülkemizde sıkça dile getirilen 'cezasızlık algısı' üzerindeki olumlu etkisidir. Özellikle şartla tahliye öncesi ve sonrası dönemde, 2005 yılından önce tamamen kontrolsüz kalan alan artık denetimli serbestlik mekanizmasıyla denetlenebilmektedir. Bu mekanizma sayesinde hem iyileştirici bir etki sağlanmakta hem de suçun tekrarlanmasına karşı ciddi bir önleyicilik ortaya konmaktadır. Bu noktada, denetimli serbestliğin kamuoyuna doğru şekilde anlatılması büyük önem taşıyor. Cezasızlık algısına karşı yürütülen tüm bu çalışmaların, etkinliklerin ve projelerin özellikle siz kıymetli akademisyenlerimizin katkısıyla toplumda doğru şekilde yansıtılması çok değerli. Çünkü denetimli serbestlik sistemi doğru anlatılamadığında, kamuoyunda sadece 'imza atmaktan ibaret' bir uygulama gibi algılanıyor. Oysa bu alanda görev yapan yaklaşık 6 bin personelimiz, büyük bir emek ve özveriyle çalışıyor. Gerçekleştirilen faaliyetlerin görünür kılınması, hem sistemin gücünü ortaya koymak hem de kamuoyunun güvenini pekiştirmek açısından son derece kritik.” sözleri ile noktaladı.
Açılış programının ardından, Genel Müdür Enis Yavuz Yıldırım’ın moderatörlüğünü üstlendiği “Ceza Adalet Sisteminde Normatif Bir Ara Yüz: Denetimli Serbestliğin Kurumsal Fonksiyonu ve Cezasızlık Algısını Kırmadaki Rolü” başlıklı panel gerçekleştirildi. Panelde ceza hukukçuları ve akademisyenler; denetimli serbestliğin ceza adalet sistemindeki tamamlayıcı ve dönüştürücü işlevi, toplumsal cezasızlık algısının giderilmesinde kurumsal güvenin önemi, normatif temelde bireyselleştirme ilkesi, adaletin görünürlüğü ve kamu vicdanı gibi konuları yargı ve uygulayıcı perspektifinden değerlendirdiler.
Paneller sonrası genel değerlendirmeler sonrası toplantı sona erdi.
Adalet Bakanlığı'nın en üst düzey temsilcilerinin katılım sağladığı programda, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra Bakan Yardımcıları Ramazan Can, Niyazi Acar ve Mehmet Yılmaz da yer aldı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen programa, Ceza İşleri Genel Müdürü Oğuzhan Soyaslan, Mevzuat İşleri Genel Müdürü Mehmet Ökmen, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcıları ile Daire Başkanları da katıldı. Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden gelen, ceza hukuku alanında uzman akademisyenlerin katkılarıyla zenginleşen toplantı, hem uygulayıcıların hem de akademik dünyanın bir araya geldiği güçlü bir fikir paylaşım ortamı sundu. Katılım düzeyi ve ele alınan temalar bakımından büyük önem taşıyan bu buluşma, denetimli serbestlik sisteminin mevcut durumunun değerlendirilmesi ve geleceğine dair yol haritasının şekillenmesi açısından önemli bir adım oldu.