Genel Müdür Yıldırım’ın Moderatörlüğünde 'Denetimli Serbestlik: ‘Medya ve Toplum Yansımaları, Eleştiriler ve Beklentiler’ Paneli
28 Mayıs 2025

Denetimli Serbestlik 20. Yıl Bölge Toplantıları kapsamında İstanbul’da yapılan toplantıda, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım’ın moderatörlüğünde; “Denetimli Serbestlik: Medya ve Toplum Yansımaları, Eleştiriler ve Beklentiler” konulu panel gerçekleştirildi.

Panelde, Prof. Dr. Ali Murat Kırık, Cem Öğretir, Doç. Dr. Başak Gezmen, Emre Buga ve Mehmet Karataş yer aldı.

Genel Müdür Yıldırım, panele şu sözlerle başladı; “Önemli isimlerle denetimli serbestliğin geleceğini konuşuyoruz. Kamuoyunun kabul etmediği bir kurumun gelişmesi mümkün değildir. Bir kurumun gelişmesi için öncelikle kamuoyu kabulünün sağlanması gerekiyor. Denetimli serbestliğin gelişimi ve geleceği açısından kamuoyunun algısının ve kabulünün çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu sebeple bu panelde değerli panelistlerimizin görüşlerinden istifade edeceğiz.”

Panelde ilk olarak, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümünde görev yapan Prof. Dr. Ali Murat Kırık söz aldı. Konuşmasında; sosyal medyanın artık herkes tarafından kullanıldığını, bu kullanımın sınırsız olduğunu ve dijital okuryazarlık konusundaki eksiklikler nedeniyle denetimli serbestlik hizmetlerinin çarpıtıldığını ifade etti. Sosyal medyada her karşılaşılan bilginin doğru olduğu yönünde bir algı olduğunu belirten Kırık, teknolojiyi takip ederek doğru bilginin ulaştırılması ve somut örneklerin verilmesi gerektiğini söyledi.

ATV Ana Haber Sunucusu Cem Öğretir de panelist olarak görüşlerini sundu. Denetimli serbestliğin kısıtlı bir serbestlik olduğunu vurgulayan Öğretir, denetimli serbestlik tedbiri altındaki yükümlülerin toplumda suçtan uzak durduğunu ifade etti. Ülkemizde medyanın çok çeşitli ve dinamik bir yapıya sahip olduğunu belirten Öğretir, reyting ve tiraj kaygısı nedeniyle sansasyonel haberlerin daha çok ilgi gördüğünü, sosyal ve kültürel içeriklere ise yeterince yer verilmediğini söyledi. Denetimli serbestlikle ilgili haberlerde pozitif kavramların göz ardı edildiğini, suçun niteliğine göre haber hazırlandığını belirten Öğretir, olumsuz haber sunumlarının dahi iyileştirme faaliyetlerini geri planda bırakarak kamuoyunda “cezasızlık” algısı oluşturduğunu ifade etti. Bu algının önlenmesi için haber sunucularıyla Adalet Bakanlığı arasında bir iletişim kurulması gerektiğini vurguladı.

İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde görev yapan Doç. Dr. Başak Gezmen, denetimli serbestlik hizmetlerinin kavramsal ve içeriksel olarak çok daha iyi bir farkındalık zeminine oturtulması gerektiğini söyledi. Sosyal medyada dezenformasyonun ve kirli bilginin yoğun olduğunu dile getiren Gezmen, iletişim fakültelerinde medya okuryazarlığı, dijital okuryazarlık ve algoritma okuryazarlığı konularında gerekli eğitimlerin verildiğini belirtti. Bu eğitimlerle medyanın yönlendirilebileceğini ifade eden Gezmen, böylece kamuoyunda farkındalık yaratılabileceğini söyledi.

TYT Türk Kanalı Ana Haber Sunucusu Emre Buga da panelde görüşlerini paylaştı. Son yıllarda denetimli serbestliğin neden kamuoyunun gündeminde yer aldığı sorusunun sorgulanması gerektiğini dile getiren Buga, olumsuz haberlerin bu durumu etkilediğini söyledi. Denetimli serbestlik hizmetlerinde ıslah ve rehabilitasyon çalışmalarının göz ardı edilip, yalnızca işlenen suç unsuruna odaklanıldığını ifade eden Buga, bu konunun toplantılar ve sempozyumlarla ele alınması gerektiğini belirtti.

Son panelist olarak A Haber’de muhabirlik ve yorumculuk görevlerini sürdüren Mehmet Karataş söz aldı. Denetimli serbestlik ile ilgili olarak sahada insanlara sorular yönelttiğini söyleyen Karataş, insanların denetimli serbestlik hizmetleri hakkında ya çok az bilgiye sahip olduklarını ya da hiç bilmediklerini belirtti. Genel olarak, “suçlunun dışarıda olduğu” algısının çok yaygın olduğunu ve denetimli serbestlik tedbirinin nasıl bir süreç içerdiğinin bilinmediğini ifade etti. Bu sürecin anlatılması gerektiğini vurgulayan Karataş, bu nedenle denetimli serbestlik ile medya iş birliğinin önemli olduğunu dile getirdi. Medyanın toplumda mercek görevi gördüğünü belirten Karataş, bu merceğin topluma kazandırılacak bir birey üzerinde yoğunlaşmasının hem insani hem de sorumluluk sahibi bir habercilik anlayışı olacağını ifade etti. Ancak sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla sorunlu bir medya dilinin ortaya çıktığını belirten Karataş, bunun toplumun denetimli serbestlik sistemini kabul etmesini zorlaştırdığını söyledi.

Genel Müdür Yıldırım, panelin sonunda yaptığı değerlendirmede; denetimli serbestlik sisteminin kamuoyunda doğru anlaşılması ve kabul görmesinde medyanın kritik bir rol oynadığını belirtti. Kurum ile medya arasındaki güçlü iletişim ve iş birliğinin, toplumsal farkındalık oluşturulmasında önemli bir köprü vazifesi gördüğünü ifade eden Yıldırım, bu alanda daha fazla ortak çalışma yapılması gerektiğini vurguladı. Panelde sunulan değerli görüşlerin, kurumun iletişim stratejilerine önemli katkılar sağlayacağını belirten Yıldırım, katkılarından dolayı tüm panelistlere ayrı ayrı teşekkür ederek paneli sonlandırdı.
 

Fotoğraflar