Uluslararası Islah ve Ceza İnfaz Kurumları Birliği’nin (ICPA) 27. Yıllık Konferansı, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un teşrifleriyle İstanbul’da düzenlenen törenle başladı.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ev sahipliğinde gerçekleştirilen konferans, 27–31 Ekim 2025 tarihleri arasında “Ceza İnfaz Sistemlerinde Refah: Personel, Sistemler ve Toplum İçin Girişimler” temasıyla yapılıyor.
Bu yılki konferans, 91 ülkeden 700’ü aşkın üst düzey yönetici, uzman ve akademisyeni bir araya getirerek, bugüne kadar düzenlenen en geniş katılımlı organizasyonlardan biri oldu. Beş gün sürecek program kapsamında 14 genel oturum, 137 tematik atölye ve toplam 151 sunum gerçekleştirilecek.
Konferans boyunca insan hakları, dijital dönüşüm, personel refahı, rehabilitasyon uygulamaları ve toplum temelli infaz modelleri gibi konular küresel ölçekte ele alınacak.
Açılış töreninde konuşan ICPA İcra Direktörü Natalie Boal, konferansın ceza infaz sistemlerinde uluslararası iş birliğini güçlendiren yönüne vurgu yaparak, “Bu platform, bilgi paylaşımı ve ortak standartların geliştirilmesi için eşsiz bir fırsat sunuyor. Türkiye’nin ev sahipliği, bu alandaki küresel dayanışmayı daha da güçlendirecektir.” dedi.
Ardından söz alan ICPA Geçici Başkanı David Brown, dayanışma ve yenilikçi yaklaşımların ceza adaleti sistemlerine kattığı değeri şu ifadelerle dile getirdi: “ICPA, ceza infaz sistemlerinde uluslararası düzeyde ortak bir vizyon inşa ediyor; bilgi paylaşımı ve yenilik, bu vizyonun temel taşlarıdır.”
Kısa süre önce vefat eden ICPA’nın önceki başkanı Peter Severin anısına düzenlenen özel bölümde, Luke Grant (Yeni Güney Galler Eyaleti Islah Hizmetleri Başkan Yardımcısı) ve Bernie Warner (Washington Eyaleti Islah Dairesi eski Sekreteri) söz alarak Severin’in uluslararası infaz sistemlerine yaptığı katkıları anlattı.
İnsanı Merkeze Alan İnfaz Anlayışı
Açılış töreninde konuşma yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul’un böylesine önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek konuşmasına başladı. Tunç, ceza infaz sisteminin yalnızca bir yaptırım süreci olmadığını belirterek, “Cezayı yalnızca bir ceza değil, topluma, insana ve geleceğe yönelen bir iyileştirme süreci olarak görüyoruz.” dedi.
Bakan Tunç, infaz aşamasının ceza adaleti sisteminin en belirleyici halkası olduğuna dikkat çekti: “Eğer kişi cezasını tamamladıktan sonra yeniden suç işliyorsa, infaz sisteminin amacı gerçekleşmemiş demektir. Bizim hedefimiz, insan onuruna yakışır infaz süreciyle bireyin yeniden topluma kazandırılmasıdır.”
Türkiye’nin ceza adaleti alanındaki yapısal reformlarına da değinen Tunç, son yıllarda gerçekleştirilen yatırımlarla hem fiziki kapasitenin hem de insan kaynağının güçlendirildiğini ifade etti. 2002 yılında 25 bin 407 olan ceza infaz kurumu personel sayısının bugün 84 bin 343’e ulaştığını, önümüzdeki bir yıl içinde 10 bin yeni personelin sisteme kazandırılacağını belirtti.
“Adaletin özünde insan emeği, meslek bilinci ve fedakârlık vardır. Ceza infaz kurumlarında görev yapan personelimiz yalnızca güvenliği sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bireylerin yeniden topluma kazandırılmasında etkin bir rol üstleniyor.” sözleriyle personel emeğine vurgu yapan Tunç, 6 Haziran tarihinin bundan böyle Türkiye’de Ceza İnfaz Personeli Günü olarak kutlanacağını da açıkladı.
Bakan Tunç, konuşmasında ceza infaz sisteminde gerçekleştirilen dönüşümlere dair somut veriler de paylaştı. Eğitim merkezlerinde bugüne kadar 500 bini aşkın personele hizmet içi eğitim verildiğini, 2025 yılı için planlanan 85 bin programın büyük bölümünün tamamlandığını belirtti. Hükümlülerin rehabilitasyonu kapsamında ise ceza infaz kurumlarında 16 bin kişinin meslek edindirme programlarından yararlandığını, 70 bin hükümlünün üretim faaliyetlerine katıldığını ifade etti.
“Bir infaz ve koruma memuru sabah gün doğmadan başladığı nöbetinde yalnızca kapıları açmaz, aynı zamanda içerideki her bireye ‘sen değerlisin’ mesajını verir. Bir öğretmen bir hükümlüye öğrettiği ilk kelimeyle onun dünyasında yeni bir sayfa açabilir.” ifadeleriyle personelin fedakârlığını anlatan Tunç, insanı merkeze alan adalet anlayışının Türkiye’nin ceza infaz vizyonunun temeli olduğunu vurguladı.
Türkiye, Standartları Sahada Uygulayan Bir Ülke
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, açılış konuşmasında Türkiye’nin infaz sisteminde insan onuruna saygılı, reformcu ve katılımcı bir yaklaşımı esas aldığını belirtti.
“Türkiye yalnızca uluslararası standartları benimseyen değil, bunları sahada hayata geçiren bir ülkedir.” diyen Yıldırım, Genel Müdürlüğün vizyonunun hem personelin mesleki gelişimini hem de hükümlülerin topluma yeniden kazandırılmasını güçlendirmeye odaklandığını ifade etti.
Yıldırım, personel refahını artırmaya yönelik çalışmaların önemine değinerek, “Ceza infaz sisteminin başarısında en büyük pay, özveriyle görev yapan personelimize aittir. Biz bu sistemi insan kaynağımızın gücü üzerine inşa ettik.” dedi. Genel Müdür, hizmet içi eğitimler, psikolojik destek programları ve kapsayıcı çalışma ortamlarıyla personelin motivasyonunun sürekli olarak desteklendiğini aktardı.
Türkiye’nin ceza infaz alanında dijitalleşme ve sürdürülebilirlik ekseninde önemli adımlar attığını belirten Yıldırım, videolu aile görüşmeleri, çevresel sürdürülebilirlik projeleri, psikososyal destek sistemleri ve uluslararası iş birliklerinin güçlendirildiğini dile getirdi. Denetimli serbestliğin 20. yılına dikkat çeken Yıldırım, “Onarıcı adalet yaklaşımı, yalnızca cezalandırmayı değil, bireyin yeniden topluma kazandırılmasını esas alan bir dönüşüm vizyonudur.” ifadelerini kullandı.
“Ceza infaz kurumlarımız artık yalnızca güvenlik merkezleri değil, birer eğitim, üretim ve rehabilitasyon alanıdır. Topluma kazandırılan her birey, adaletin başarısıdır.” sözleriyle konuşmasını tamamlayan Yıldırım, Türkiye’nin bu alandaki bilgi birikimini uluslararası platformlarda paylaşmaya devam edeceğini vurguladı.
Bu yıl 90’dan fazla ülkeden üst düzey temsilci, akademisyen ve uzmanı bir araya getiren ICPA 2025 Yıllık Konferansı, ceza infaz sistemlerinde uluslararası dayanışmanın, ortak vizyonun ve insan haklarına dayalı infaz anlayışının güçlendirilmesini hedefliyor. İstanbul’daki bu buluşma, Türkiye’nin adalet vizyonunu ve ceza infaz sistemindeki reform iradesini küresel düzeyde sergileyen önemli bir platform olarak değerlendiriliyor.
Açılış törenine; Kamu Başdenetçisi Mehmet Akarca, Adalet Bakan Yardımcıları Ramazan Can, Hurşit Yıldırım ile Niyazi Acar, İstanbul Valisi Davut Gül, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi Milletvekili Mustafa Alkayış, Adalet Bakanlığı birim amirleri ve Genel Müdürlük yöneticileri katıldı.















