CTE Genel Müdürü Yunus Alkaç, Anayasa Mahkemesi tarafından düzenlenen ‘Bireysel Başvuruda Ceza İnfaz Kurumları Kaynaklı Müdahalelerin İncelenmesi’ toplantısına katıldı.
Genel Müdür Alkaç, burada yaptığı konuşmada insanlık tarihinin aynı zamanda insan hakları tarihi olduğunu belirtti. Alkaç, insan haklarının korunması ve bu konuda gösterilecek önemin hukukun da temel zeminini oluşturduğunu belirterek, “Hukuk devletinin özü, insan haklarının korunmasına dayandığı gibi hukuk devletinin önemli bir görünümü de, idarenin işlem ve eylemlerine karşı yargısal yolların tanınmış olmasıdır. Bu doğrultuda bireyler, haklarının ihlal edildiğini düşündüklerinde çeşitli yargısal yollara başvurma imkânına sahiptirler. Bu durum, insan haklarına dayalı bir hukuk devletinin olmazsa olmazıdır.” dedi.
Ceza infaz kurumları, suç işleyenlerin cezalarının infaz edildiği ve tutuklama tedbirlerinin uygulandığı kurumlar olduğunu söyleyen Alkaç konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Ceza infaz kurumları, insanların doğrudan temel hak ve hürriyetlerine dokunan birçok iş ve işlem yapma yetki ve sorumluluğuna sahiptir. Söz konusu bu iş ve işlemler de, biraz önce belirttiğim genel uygulama dâhilinde, yargısal denetime tabidir. Hükümlü ve tutuklular infaz kurumlarının iş ve işlemlerine karşı kanunlarda gösterilen yargısal merciler nezdinde haklarını arayabilmektedirler. Bu haklardan en yaygın ve belki de en önemlisi, hükümlü ve tutukluların, infazın tüm aşamalarında yapılan işlemler ve faaliyetlere karşı infaz hâkimliğine şikâyet yoluyla başvuruda bulunma olanaklarıdır. 7242 Sayılı Kanun ile yapılan yasal düzenleme ile infaz hâkimliğinin yetki ve görev alanı genişletilerek infaz sistemi içerisinde daha da önemli bir yargısal aktör olmasının yasal alt yapısı oluşturulmuştur.”
“EVRENSEL DEĞERLER UYGULAMALARIMIZA IŞIK TUTMAKTADIR”
Alkaç, Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun uygulamaya geçirilmesiyle birlikte kamu gücünü kullanan kişi ve kurumların sebep olduğu hak ihlallerine karşı anayasal yargı denetimi başladığına dikkat çekti. Alkaç, “Bu yolla herkes, Anayasa’mızda güvence altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmektedir. Bizler de ceza infaz uygulamaları kapsamında, bireyler üzerinde kamu gücü kullanmaktayız ve bireyler kullandığımız bu kamu gücünün temel hak ve özgürlüklerini ihlal ettiğini düşündüklerinde, uygulamalarımızı bireysel başvuru kanalı ile Anayasa Mahkemesi önüne getirebilmektedir.” şeklinde konuştu.
Alkaç bireysel başvurular neticesinde Anayasa Mahkemesinde çıkan kararların ceza infaz kurumları açısından gelecek politikalarına yön verici nitelikte olduğunu belirterek, “Bu haliyle uygulamalarımızın kanunilik denetimi dışında evrensel değerler, insan hak ve özgürlükleri bağlamında da değerlendirilmesi, uygulamalarımıza ışık tutmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Alkaç konuşmasına şöyle devam etti:
“Çağdaş infaz anlayışında, hükümlülerin cezalarını çektikleri sırada kurum idaresince kendilerine karşı insanlık onuruna yaraşır şekilde davranılması düşüncesi vardır. Bu uygulamalara aykırılık teşkil edebilecek nitelikte iş ve işlemlere maruz kaldığını düşünen hükümlü ve tutuklular, kurum uygulamalarına karşı herhangi bir kısıtlama olmaksızın doğrudan Anayasa Mahkemesine müracaat edebilmektedir.Bunun yanı sıra, Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesindeki; İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna, Dilekçe Komisyonuna, Kamu Denetçiliği Kurumuna, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna ve sivil toplum kuruluşlarına başvuruda bulunmaktadırlar.”
Toplantıya ayrıca Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcıları Mehmet Yılmaz ve Namık Kemal Varol, Daire Başkanı Fatih Güngör, Kontrolörler Kurulu Başkanı Yusuf Kenan Çağlar, Tetkik Hakimi Dr. Handan Oruç Ömeroğlu katıldı.